ÇOCUKLARDA ATEŞ ve ATEŞİN YÖNETİMİ
- Ateş, çeşitli uyaranlara yanıt olarak bazı mekanizmalarla beyindeki ısı merkezinin uyarılması ve vücut sıcaklığının (VS) normal günlük değişimin üzerine çıkmasıdır.
- Ateşin kesin tanımı rektal (makattan) sıcaklığın ≥38°C (100,4°F) olmasıdır.
- Normal VS, gün içinde yaşa ve cinsiyete, fiziksel aktiviteye ve saate göre değişir. Sağlıklı bir bireyde en yüksek VS öğleden sonra geç veya akşamın erken saatlerinde; en düşük VS sabahın erken saatlerinde ölçülür.
- Sıcaklık ölçümünün yapıldığı yer de önemlidir. Güncel bilgiler doğrultusunda tüm yaşlar için ortak bir ideal ölçüm bölgesi bulunmamaktadır.
Rektal ölüm: İç sıcaklığın en doğru ölçüldüğü yerdir. Dört yaş altındaki çocuklarda kullanılabilen bir bölgedir. Aşırı prematüre yenidoğanlarda ve bağışıklığı baskılanmış çocuklarda kullanılmaz.
Oral (ağızdan) ölçüm: Ağız sıcaklığı rektal sıcaklıktan ortalama 0,5°C daha düşüktür ve çevresel faktörlerden (sıvıların yutulması, ağız açık solunum, mukozit) etkilenebilir. Ancak bu yöntem 5 yaş ve üzeri çocuklarda ve yetişkinlerde güvenli ve doğru bir alternatif yoldur.
Aksiller (koltuk altından) ölçüm: Genellikle düşük hassasiyete sahiptir. Yenidoğanlarda rektal ölçüm kadar hassastır. Rektal ölçümden 0,5°C-1°C daha düşüktür.
Diğer bölgelerden (timpanik-kulaktan ve alından temassız) ölçüm: Ölçüm kolaylığından ötürü popülerdir. Kulaktan ölçüm iç sıcaklığı ölçümde ideale yakın olup ölçülen VS değerleri rektal ölçüme çok yakındır. Temassız ölçüm de benzer değerleri verebilmektedir. Ancak her iki ölçüm yönteminde de hatalar ve tutarsızlıklar olabilmektedir. Bu bölgeler için daha çok gelişmiş termometrelere ve bunlarla yapılacak çalışmaya ihtiyaç vardır. Şüphe durumunda başka bölgelerden de ölçümler yapılarak doğrulama yapılmalıdır.
- Çocuklarda ateşin nedenleri dört ana grupta toplanabilir: enfeksiyonlar, iltihabi diğer durumlar, kanserler ve çeşitli diğer nedenler
- Genel olarak bakıldığında çocuklarda ateşin en sık nedeni kendini sınırlayan viral (üst solunum yolu enfeksiyonları, bağırsak enfeksiyonları) ve bakteriyel enfeksiyonlar (farenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit) enfeksiyonlardır.
- Enfeksiyonla mücadelede ateşin çok önemli görevleri vardır. Ateş, mikropların çoğalmasını engeller ve bağışıklık sistemini güçlendirir (lökosit göçünü, fagositozu ve sitokinlerin üretimini artırır).
- Her ne kadar çok yüksek VS değerleri vücuda zarar verse de ateşi faydaları zararından fazladır.
- Ateşi olan her çocuğun mutlaka ateşinin düşürülmesi gerekmez! Ateşi düşürmek ateşli çocuğun konforunu artırıp ailelerin endişelerini azaltsa da hastalığın iyileşmesini geciktirebilir, aşılarla beraber ateş düşürücü kullanıldığında aşı etkinliğini azaltabilir. Ayrıca ateşin sürekli düşürülmesi, hekim tarafından ateş seyrinin görülememesine ve tedavi kararı verirken hata yapılmasına neden olabilir. Bu nedenle ateş düşürücüler çok gerekmedikçe kullanılmamalıdır.
- Ateşin mutlaka düşürülmesi gereken durumlar:
- Vücut sıcaklığı 39°C’yi geçerse
- Çocuğun altta yatan kronik bir hastalığı (kalp, akciğer hastalıkları, orak hücre hastalığı gibi hemoglobinopatiler, epilepsi, vs.) varsa
- Daha önce ateşli havale (epilepsi ya da febril konvülsiyon) geçirdiyse
- Normalde sağlıklı bir çocuksa ve ateşle birlikte çocuğun konforu ve ağızdan sıvı alımı bozulduysa
- Ateşi düşürmek hastalığın kendisini geçirmez.
- Çocuğun ateşinin ateş düşürücüyle düşmesi/düşmemesi, ateşe neden olan durumun ciddi olup olmadığını ya da enfeksiyonun viral/bakteriyel olup olmadığını ayırt ettirmez.
- Ateşi çıkan çocukta yapılacak en önemli müdahale, eğer çocuğun böbrek ya da kalp yetmezliği gibi bir engeli yoksa, ilk andan itibaren bol bol sıvı alımını sağlamak olmalıdır.
- Ardından çocuğun üzerindeki fazla kıyafetler çıkartılmalı, mümkünse oda ısısı düşürülmeli ve çocuğun ateşi ve genel durumu takip edilmelidir.
- Üzerindeki fazla kıyafetler çıkartılan, ortam ısısı düşürülen, ancak buna rağmen hala ateşi devam eden çocuğa ilk yapılacak müdahale ateş düşürücü ilaçların verilmesidir.
- Alına-kasıklara ıslak bez koyma, duşa-küvete sokma, gibi fiziksel uygulamalar ilk başta yapılmaz! Bunlar ancak ateşi düşürücüye yanıt alınamazsa ikinci aşamada denenebilir. Kullanılması gereken sıvı musluk suyu olmalıdır! (sirke, kolonya, alkol vs. toksisite oluşturur, kullanılmamalıdır)
- Ateş düşürücü olarak kullanılabilecek ilaçlar:
Asetaminofen (parasetamol): Ateşi düşürmek için ilk seçenek ilaçtır. Üç ayın altındaki çocuklarda kullanılmaz. Her seferinde kiloya 10-15 mg (maksimum 1 gr) olacak şekilde her 4-6 saatte bir verilebilir (günde toplam 4 gramı geçmemelidir). Etkisi 30 dakikada başlar, 90 dakikada en üst düzeye ulaşır ve 4-6 saat sürer. Cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Çok yüksek dozlarda alındığında karaciğer toksisitesi oluşturabilir.
İbuprofen: Parasetamolden fayda görmeyen hastalarda kullanılabilir. Her seferinde kiloya 10 mg (maksimum 600 mg) olacak şekilde her 4-6 saatte bir tok karnına verilebilir (günde toplam 2,4 gramı geçmemelidir). Etkisi 45 dakikada başlar, 1,5-2 saatte en yüksek etkiye ulaşır ve 6-8 saat devam eder. Böbreklere zarar verebileceği için 6 aylıktan küçüklerde kullanılmaz. En sık yan-etkileri uygun dozda kullanılsa bile gastrit (özellikle de açken kullanıldıysa), mide-bağırsak kanamaları ve akut böbrek yetmezliğidir.
*** Parasetamol ve ibuprofenin birlikte (kombine) veya dönüşümlü kullanımı klinik olarak faydası olmadığı için artık önerilmemektedir!
Aspirin/asetil salisilik asit: Ateş düşürücü etkisi vardır ve bu etkisi parasetamole denktir. Ancak trombosit fonksiyonlarını bozması ve influenza, suçiçeği gibi viral enfeksiyonları sırasında kullandığında Reye sendromuna yol açması nedeniyle çocuklarda ateş düşürmek için kullanılmaz! Çocuklarda sadece Kawasaki hastalığı, romatizmal ateş ve bazı hematolojik hastalıkların tedavisinin kullanımında yeri vardır.
Kortizol (prednizolon, deksametazon), metimazol sodyum ve nimesulid gibi ilaçları çocuklarda ateş düşürücü olarak kullanmamak gerekir (ciddi yan-etkileri ve altta yatan asıl hastalık tanısında yapabilecekleri olumsuz etkileri nedeniyle).
Ateşli çocuğun acilen hastaneye getirilmesi gereken durumlar
- Ateşi dirençli seyrediyor ve ateşi düşse bile çevreyle ilgisiz ya da çok huzursuzsa
- Ateşe eşlik eden basmakla solmayan döküntü, solunum sıkıntısı, art arda olan fışkırır tarzda kusma, bilinç bulanıklığı gibi bir durum olması durumunda
- Çocuğun kronik bir hastalığı varsa
- Çocuk ağızdan sıvı alamıyorsa
*** Bu gibi semptomlar yok, ancak ateşin süresi uzadıysa (>72 saat) veya sık sık tekrar ediyorsa da polikliniklere başvurulmalıdır.
Prof.Dr. Soner Sertan KARA
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı , Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları
Yayınlanma tarihi: 25.08.2024
Güncellenme tarihi: 25.08.2024
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.